• 0

Diz Kireçlenmesi Nedir?

Diz eklemi, vücudun en büyük ve kuvvetli eklemi olup, femur ve tibia kemiklerinin arasında yer almaktadır. Eklemdeki kemik yüzeyler kıkırdak ile örtülü olup, bu örtü kemikleri koruyup, kaygan, rahat ve ağrısız bir hareket yapmayı sağlar. Eklemi saran sinovyum isimli zar da eklem sıvısını üreterek kalça hareketinin kolay ve ağrısız olmasını sağlar. İki kemik arasında yer alan menisküsler ise, yükü ekleme eşit dağıtıp, şok absorbe edici fonksiyonları ile stabil bir hareket yapmayı sağlar. Diz kireçlenmesi, diz ekleminin içindeki kıkırdakların hasarına, menisküslerin tahribatına ve bunu takip eden bağlı eklem sıvısının eksilmesine bağlı olarak eklemi oluşturan kemiklerin birbirine sürterek hareket etmeye başlamasına ve bu durumun da ilerleyerek hem dizin hareket yeteneğini ortadan kaldırmasına, hem de hastaya ciddi ağrı vermeye başlamasına sebep olan durumdur. Diz kireçlenmesi ilerleyici bir tablo olup, hastayı zamanla hareket edemez, gündelik işlerini yapamaz duruma getirir ve tedaviye ne kadar erken başlanırsa, hayat kalitesi o kadar yüksek tutulabilir. Diz kireçlenmesi eklemin içinde başlayıp, sonrasında dışındaki dokularda da (kas, tendon, bağ, kapsül) ağrı, şişlik ve iltihaba sebep olur.

Diz Kireçlenmesi Kimlerde Görülür? Sebepleri Nelerdir?

Diz kireçlenmesi genelde orta-ileri yaş (40-50 yaş ve üzeri) hastalarda başlayan; yüksek kilo, genetik-ailesel sebepler ve geçirilmiş travmalara bağlı ortaya çıkmaktadır. Ancak daha genç hastalarda da iltihaplı romatizma (romatoid artrit), diz eklemini oluşturan kemiklerin kırıkları, doğuştan gelen kemik eğrilikleri, gut hastalığı, diyabet, obezite neticesinde de ortaya çıkabilmektedir. Diz kireçlenmesi hastaların %70’den fazlasında 55 yaş üzerinde tespit edilmektedir.

Diz Kireçlenmesinin Belirtileri Nelerdir? Hastalar Ne Zaman Doktora Gitmelidir?

Diz kireçlenmesi olan hastalarda diz ağrısı (Bu ağrı yürüme ve hareket esnasında çok şiddetlenip, hastayı hareket edemez hale getirebilir. Ayrıca gece uykudan uyandıracak kadar şiddetli hale gelerek, uykuyu bozup, hayat kalitesini ciddi derecede düşürebilir.), yürüme güçlüğü-yürüyemez hale gelme, yürürken dizin kilitlenmesi, dizden ses gelmesi, diz ekleminin özellikle içe doğru eğrilmesi, dizde şişlik, ciltte kızarıklık, ciltte sıcaklık artışı, sık görülen belirtileridir. Azalmış harekete bağlı olarak, diz çevresindeki kaslar da zayıflamakta ve hastaları günden güne daha az fiziksel aktivite yapabilecek hale getirmektedir. Sonuç olarak, diz kireçlenmesinin ilerlemesine bağlı olarak, hastaların hayat kalitesi ciddi derecede azalmaktadır.

Hastalar bu şikayetlerden herhangi birinin mevcut olması halinde ortopedi uzmanına muayene olmalıdırlar.

Diz Kireçlenmesinin Tanısı Nasıl Konur?

Diz kireçlenmesinin tanısı, hastanın ortopedi uzmanınca muayene edilip, diz kireçlenmesine dair bulguların (dizin hareket açıklığının azalması, hareketin ağrılı olması, hareket ederken kemik kemiğe sürtünme – çıtırtı sesi gelmesi, dizin alt tarafının içe ya da dışa doğru bükülmüş olması, diz ekleminde şişlik ve hassasiyet olması, eklemin anormal hareketler yapması, diz eklemine yük verilince ağrı olması, yürüyüşün bozulmuş olması) tespiti ile konur. Sonra istenecek, röntgen, tomografi (BT) ve MR gibi görüntüleme yöntemleri ile tanı doğrulanmış olur. Özellikle ayakta çekilecek röntgenlerde eklem aralığının daralmış, eklem yüzeylerinin tahrip olmuş ve eklemin yapısının  da bozulmuş olması tanı koydurucudur.

Diz Kireçlenmesi Nasıl Tedavi Edilir?

Diz kireçlenmesinin başlangıç tedavisi, ağrı kesici – iltihap giderici (anti-inflamatuar) ilaçlar, kremler, ağızdan alınacak takviyeler ve soğuk uygulama ile semptomların ortadan kaldırılmasına yöneliktir. Bu tedaviye fizik tedavi ve kilo kontrolü de eklenmektedir. Hayat tarzı modifikasyonları da tedavide önemli olup, özellikle ağrıyı arttıracak aktivitelerden (merdiven inip çıkmak, koşu veya tenis gibi kalçaya yük bindiren sporlardan uzak durmak) kaçınmak önerilmektedir. İlaç tedavilerinden fayda görmeyen, ya da az fayda gören hastaların dizlerine kortizon, lokal anestetik, hyaluronik asit ve prp gibi enjeksiyonlar uygulanabilir. Bu tedaviler kesin çözüm olmamakla beraber, hastaların ızdırabını ortadan kaldırıp, hayat kalitelerini arttırmaya yöneliktirler. Uygun hastaların dizlerine uygulanacak kök hücre enjeksiyonu, onarıcı ve tedavi edici etkiye sahip olabilmektedir. Hastaların hareketin derecesini arttırmak ve bağımsız kalabilmesini sağlamak için koltuk değneği ya da yürüteç gibi cihazlar, ya da eklemi yükten arındıracak (unloader) breysler de verilebilir. Tüm bu tedavilerden fayda görmeyen, ya da bir süre fayda görüp, sonra yeninden kötüleşen hastalara ameliyat önerilmektedir.

d

Diz Kireçlenmesi Olan Hastalara Hangi Ameliyatlar Önerilmektedir?

İlerlemiş diz kireçlenmesi tedavisinde, ameliyat dışı yöntemlerin işe yaramaması halinde, en başarılı ve altın standart olan tedavi seçeneği, diz protezi (artroplasti) ameliyatıdır. Bu ameliyat neticesinde hastalar ağrısız olarak, istedikleri gibi hareket ederek, oturup kalkarak ya da merdiven inip çıkarak hayatlarına kaldıkları yerden devam edebilmekte ve hatta spora da geri dönebilmektedirler.

Diz kireçlenmesi olan, yaşının genç olmasından dolayı protez adayı olmayan, ancak ileri evre kireçlenme ağrısı olan hastalara, proteze kadar vakit kazandırmak için uygulanacak kemik ameliyatları (yüksek tibia osteotomisi/distal femur osteotomisi) ise, hastaların eklemleri korunarak, yüksek hayat kalitesi ile yaşamlarına devam edebilmelerini sağlanabilmektedir.

Diz Protezi Ameliyatlarımız

Vaka 1

Vaka 2 (73 yaş, sol diz kireçlenme, sol total diz protezi ameliyatı)

Vaka 3 (75 yaş, her iki diz kireçlenme, her iki diz total diz protezi ameliyatı)

Add Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Hasta koordinatörüyle iletişime geçin
1
Hasta Koordinatörü ile İletişime Geçin
Scan the code
Hasta danışmanıyla iletişime geçin