Genç Yaşta Diz Kireçlenmesi
Diz kireçlenmesi ile daha çok ileri yaşlarda karşılaşırız. Ancak bazen gençlerde de diz kireçlenmesi görülebilir. Uzun süre yüksek ağırlığa maruz kalan diz eklemi zaman içinde aşınıp kireçlenebilir. Bu uzun bir süreçtir. Ancak bu senaryoya düşme, çarpma gibi travma ve yaralanmalar da eklenirse kireçlenme süreci hızlanabilir, kireçlenme daha şiddetli bir hal alabilir.
Genç yaşta diz kireçlenmesi özellikle yüksek ağırlıklar kaldırarak çalışan kişilerde olur. Örneğin işi bedeni ile yük taşımak olan birisi bu ağırlıkla yürüdüğünde diz eklemi bu ağırlık altında ezilir ve yıpranır. Yine halter gibi sporlar yapan kişilerde de diz ekleminin aşınması söz konusu olabilir. Obezite gibi farklı sağlık sorunları da kireçlenmenin oluşmasını kolaylaştırır.
Genç yaşta diz kireçlenmesi problemi yaşayan kişinin ağrıları olur ve hareket etmekte güçlük yaşar. Ortopedi uzmanı tarafından yapılan fiziksel muayene ve istenen röntgen, MR gibi tetkikler sonucunda kişinin dizinde kireçlenme olup olmadığı tespit edilir. Varsa, kireçlenmenin ne derecede olduğu konup, tedavisi planlanır.
Genç Yaşta Diz Kireçlenmesi Belirtileri
Ağrı buradaki en temel şikayettir. Kireçlenmenin şiddetine göre bu ağrının ölçüsü de değişir. Az bir kireçlenmesi olan hasta bazen hafif hafif ağrılar hissederken, kireçlenmesi artmış bir hastanın ağrıları daha şiddetli ve/veya sürekli olmakla beraber farklı semptomlar da söz konusudur. Diz kireçlenmesi belirtileri olgudan olguya değişmekle birlikte genel olarak şöyledir:
- Diz ağrısı
- Dizde şişlik, ağırlık hissi
- Kişide yürüme, hareket güçlüğü, hareket esnasında dizden ses gelmesi
- Çömelip kalkmakta ve merdiven inip çıkmakta zorluk
Erken Yaşlarda Neden Diz Kireçlenir?
Genç yaşta diz kireçlenmesi sık görülen bir durum değildir ve aslında vücudun normal seyrine de aykırıdır. Zira diz kireçlenmesinin temel nedeni zaman içinde yaş almayla birlikte diz ekleminin aşınmasıdır. Sağlıklı bir yaşam biçimini benimsemiş yaşlılarda bu diz eklemi kireçlenmesi de oldukça hafif ölçülerde kalıp yaşamın sonuna kadar hareketli kalmaya yardımcı olabilir. Ancak aşırı kilo, fazla yük, darbeler vs. gibi dış etkenlerle diz eklemi yıpranırsa bu durumda eklem daha yoğun ve hızlı biçimde kireçlenebilir.
Gençlerde de durum aynıdır. Sürekli aşırı ağırlık kaldırıp dize yük bindirme, aşırı kilo ve dize gelen sert darbeler kireçlenmeye zemin oluşturabilir. Bununla birlikte geçirilen spor yaralanmaları da gençlerde diz eklemi kireçlenmesinin bir nedenidir. Özellikle uzun süre tedavi edilmeyen menisküs yırtığı ve ön çapraz bağ yaralanması gibi sakatlıklar bu duruma neden olabilir. Ek olarak diz kapağı ya da eklemle ilgili doğumsal anomaliler de dizi kireçlenmeye meyilli bir hale getirebilir.
Tedavi
Diz eklemi en fazla kireçlenen ve tedaviye ihtiyaç duyan eklemdir. Bu nedenle de en konservatiften en radikale kadar farklı tedavi modaliteleri geliştirilmiştir. Yüksek başarı oranlarıyla da bu tedaviler uygulanmaktadır.
Kireçlenmenin şiddeti hangi tedavinin uygulanacağına karar verirken temel unsurdur. Basit, orta kireçlenmesi olan hastalarda ideal kilosuna ulaşmak, çok fazla ağırlık kaldırmamak, fizik tedavi ve egzersiz ile diz eklemi çevresindeki dokuları güçlendirmek ile çeşitli kazanımlar elde edilebilir.
Kireçlenmenin daha yoğun olduğu hastalarda enjeksiyon uygulamaları düşünülür. Diz eklemine hyalüronik asit, PRP, kök hücre, kortizon gibi maddeler enjekte edilerek ağrının hafiflemesi ve hareketliliğin artması sağlanabilir.
Daha şiddetli olgularda ise cerrahi düşünülür. Burada kapalı cerrahi ile ağrıya neden olan kıkırdak parçaları temizlenebilir. Kireçlenmeye neden olan farklı bir sorun varsa meniküs yırtığı gibi bu da tedavi edilir.
Diz kireçlenmesi dendiğinde herkesin aklına gelen protez tedavisi ise genç hastalarda nadiren ve son çare olarak kullanılır. Örneğin 40 yaşın altında olup diz kireçlenmesi olan bir hastaya diz protezi takılma ihtimali yüzde 1’in altındadır. Ancak yine de gerekli olgularda diz protezi elimizdeki oldukça önemli bir seçenektir ve doğru hastalarda neredeyse yaşamın devamlılığını mümkün kılar. Zira, bilindiği gibi kireçlenme geriye döndürülebilir bir sağlık sorunu değildir. Bizim konservatif uygulamalardaki amacımız da kireçlenmeyi durdurmak ya da ilerleme hızını yavaşlatmaktır.