Mikrokırık Tedavisi
Ortopedide mikrokırık tedavisi, eklem yüzeyindeki kıkırdak hasarını onarmak için düşünülen bir cerrahi prosedürdür. Amaç, hasarlı kıkırdak bölgesinde yeni kıkırdak benzeri doku oluşmasını sağlamaktır.
Çeşitli nedenlerle hasar alan eklem kıkırdağının fonksiyonel becerileri sekteye uğrayabilir. Hasta hareket etmekte güçlük çeker ve ağrısı olur. Bir yetişkinde hasar almış kıkırdak dokusunun kendi kendine ya da ilaçla iyileşmesi günümüzde mümkün değildir. Ancak kıkırdağı bu hasarlı haliyle bırakmak ya da protez gibi majör bir cerrahi düşünmek de çoğu hasta için uygun değildir. Bu nedenle farklı cerrahi yaklaşımlarla kıkırdak dokularının mümkün olduğunca iyileşmesine yardımcı olmaya çalışırız. Elimizdeki seçeneklerden biri de mikrokırık tedavisi.
Mikrokırık tedavisi daha çok hafif, özellikle 2 cm’den daha küçük kıkırdak hasarlarında düşünülen ve bu tür vakalarda tatmin edici sonuçlar verebilen bir tedavidir.
Mikrokırık Tedavisi Nasıl Yapılır?
Mikrokırık tedavisi genel anestezi altında ameliyathanede yapılır. Günümüzde daha çok artroskopik yani kapalı cerrahi ile gerçekleştirilir. Bu yaklaşımda eklem üzerinde 1-2 cm’lik küçük bir kesi yeri açılır ve cerrahi enstrümanla birlikte kamera ve ışık kaynağı da bu bölgeye yerleştirilir. Hasarlı kıkırdak yapısı temizlenir ve mikrokırık uygulamasına geçilir. Mikrokırık tedavisi, hasarlı kıkırdak dokusunda delikler açıp kemik iliğindeki kök hücrelerin bu bölgeye gelmesinin sağlanmasını içerir. Ortalama 2 ay içinde kök hücrelerin burada kıkırdak benzeri dokular oluşturması amaçlanır. Ameliyatı sonlandırmadan önce ise kök hücreler için daha iyi bir ortam sağlamak için işlem yapılan bölgenin üzerine eriyebilen jel kıvamında bir implant yerleştirilir.
Mikrokırık Tedavisi Ne Kadar Başarılı?
Hastanın kıkırdak aşınması çok ilerlememiş ise, hastanın yaşı gençse (40-45 yaşlar), hastanın sağlık durumu genel olarak iyi ise, ameliyat sonrası ilgili ekleme yük bindirmemek konusunda hasta gereken özeni gösterirse ve fizik tedavi programına uyarsa mikrokırık tedavisinden sıklıkla fayda görür. Ağrıları azalır, hareketliliği artar. Uzun bir süre boyunca, 10 yıla kadar, eklemiyle ilgili sorunlardan kurtulur. Protez gibi radikal ameliyatlara ihtiyaç rafa kalkar.
Burada bilinmesi gereken önemli nokta bu yeni oluşmuş kıkırdakvari yapının gerçek bir kıkırdak olmadığıdır. Bu nedenle de yük taşıma kapasitesi normalden azdır. Ameliyat sonrası ilgili ekleme yük bindirmekten kaçınmak bu yüzden önemlidir. Ayrıca egzersiz programıyla da ilgili eklemdeki kasları güçlendirerek kıkırdağa daha az yük binmesi sağlanabilir.
Yapılan bazı çalışmalarda işlem sonrası ilk 2 yılda hastaların yüzde 75’inden fazlasında hareket becerilerinde artış ve ağrıda azalma izlenmiştir.
Bir diğer önemli nokta ise hastaların kilo almaktan kaçınmaları ve rekabetçi, temasa dayalı sporlardan mümkün olduğunca uzak durmaları gerekliliğidir.